Gelincik Tarlası

başımda koruk salkımları
bir asmanın altındayım
çekilmiş şahinler, martılar, gökyüzünün çakalları,
kırlangıçlar boş bulunca meydanı
çığrışıp dururlar semada
bir akşamüzeri İstanbul’da
hayatın çakırkeyif anındayım
ah,
kara gün dostum, arkadaşım, yoldaşım
ısırgan otlarının arasında
de ki bir gelincik tarlası…
o an
dünyayı unuturum bir yandan
ve diğer yandan
hiç gitmez aklımdan
aynı dünyada yaşadıklarım
sert bir rüzgar eser birden
korkarım
sevmeye kalkar bir densiz
sanki vurulurum yüreğimden
dökülecek sanırım gelinciklerin yaprakları
o an
aklıma düşer kenar mahalleler, yoksul evleri, sokak çocukları
aklıma düşer ülkemin yarını olmayan insanları…
sen,
yaşadığım an kadar
sessiz,
ince ve kırılgan
sen, bir gelincik
sen, bir gelincik tarlası…
bir asmanın altındayım
yapayalnız
İstanbul’dayım.
(Temmuz 2005, İstanbul)